17 Aralık 2015 Perşembe

Çeyiz Hesabına Devlet Katkısı

Evlenecek olanları teşvik tedbirleri kapsamında uygulamaya konulan çeyiz hesabına devlet katkısı' na ilişkin yönetmelik 16.12.2015 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 27 yaşına kadar evlenecek olanlara, çeyiz hesabında biriken tasarrufunun % 20 sine kadar, azami 5.000 TL Devlet katkısı yapılmasına ilişkin esasları  ve bu sistemin makro ekonomik dengelere katkısını özetlemeye çalışacağım.

Hesabın Açılığı; 
Türk Lirası cinsinden Mevduat veya katılım hesabı olarak açılacak çeyiz hesabına başlangıç olarak 1.000 TL ile 15.000 TL arasında bir tutar yatırılması gerekiyor. Aynı kişi adına sadece bir tane açılabilen çeyiz hesabı açılabiliyor. 18 yaşından küçük olanlar adına veli veya vasisi tarafından çeyiz hesabı açılabiliyor.  

Ödeme planı ;
Çeyiz hesabı için aylık  100 TL ile 1.000 TL arasında düzenli ödemeler yapılması, ödemenin üç aylık dönemlerle yapılması halinde 300 TL ile 3.000 TL arasında ödeme yapılması gerekiyor. İleride ihtiyaç duyulması halinde yılda bir defa çekme hakkı da kullanılabiliyor. Çekme hakkı asgari tutarın üzerinde yapılan ödemeler için geçerli olup, Çeyiz hesabının bakiyesinin aylık 100 TL ye göre ödenmesi gereken toplam bakiyenin altına düşürülemiyor. 

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Et'i neden Pahalı yiyoruz ?

Et fiyatlarının yükseldiğine ilişkin haberler son zamanlarda yazılı ve görsel basının vazgeçilmez konuları arasında yer alıyor. Dana Karkas et Kg fiyatı (*) ülkemizde 25,69 TL iken AB ülkelerinde 11,13 TL olması hatta, Brezilyada 6,88 TL olduğunu dikkate alındığında Nerede yanlış yapıyoruz ? Et'i neden pahalı yiyoruz soruları havalarda uçuşmaya başladı. Kişi başı milli geliri bizim 3-4 kat fazlamız olan AB ülkelerinde et fiyatının bizim yarısı kadar olması, et fiyatındaki artışın tüketiciler üzerindeki olumsuz etkisinin daha da artmasına neden olmaktadır.  


Ulusal Kırmızı Et Konseyi verilerini incelediğimizde 15.07.2013 tarihinde 15,93 TL olan karkas Dana etinin fiyatı 06.08.2015 tarihinde 25,69 TL ya yükseldiği görülmektedir. Yaklaşık iki yıllık dönemde Et fiyatlarının %61 oranında  artması halkın alım gücünü daha da düşürmüş ve konuyu gündemin başına taşımıştır. Et fiyatlarının yükseldiği dönemlerde ilk akla gelen uygulama karkas et ithal edilerek fiyatların düşürülmeye çalışılması olmaktadır. Nitekim bu defa da Et ve Süt Kurumu tarafından piyasaya müdahale amacıyla et ithaline başlanmış ve 3.200 Tonluk et ithali için ihaleye çıkılmıştır. Geçmiş uygulamalar, et ithalinin kısa vadede kısmen etkili olarak et fiyatlarındaki artış trendini kırdığı ve hatta bir miktar düşüş sağladığını göstermiştir. Ama Ülkemiz insanının Dünyanın en pahalı etini tüketen insanları arasında yer almasına neden olan yapısal sorunlara yönelik düzenlemeler yapılmadığı sürece, et fiyatları göreceli olarak yüksek kalmaya devam edecektir


30 Haziran 2015 Salı

Kör Kuyudaki Eşek ve Yunanistan Ekonomik Krizi

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte. Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki,  üzerine de toprak dökülmüştü.  Zamanla tahta çürümüş, zayıflamış, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekememiş ve güm.

Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış, bağırmış kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırmış yani. Sesini duyan sahibi gelip bakmış ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırmış. 

Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kalmış. Sonunda karar verilmiş ki, kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak  atmışlar. 

14 Haziran 2015 Pazar

Farkı bir Finansman tekniği olarak "Sat ve Geri Kirala" Yönteminin Avantajları

Firmaların finansman ihtiyacını gidermek amacıyla son zamanlarda başvurdukları yöntemlerden biri de "sat ve Geri Kirala" yöntemidir. Bu yöntemde firmanın aktifinde kayıtlı gayrimenkuller finansal kiralama (leasing) firmasına sattıktan sonra tekrar kiralayarak finansman ihtiyacı giderilmektedir. Firmanın aktifinde kayıtlı Ofis, Dükkan, Otel, fabrika Binası, Depo gibi ikinci el değeri olan gayrimenkullerin, leasing firmasına satıldıktan sonra tekrar kiralanması ve kiralama süresinin sonunda önceden belirlenen bir bedelle tekrar geri alınması yoluyla uzun vadeli finansman sağlanması olarak özetlenebilecek Sat ve geri Kirala yönteminin avantajları aşağıdaki gibi özetlenebilir.

14 Mayıs 2015 Perşembe

Nakitsiz Yaşam ve Kredi Kartı kullanım alışkanlıkları

Danimarka hükümetinin Önümüzdeki sene, mağaza, restoran ve benzin istasyonlarının nakit para kabul etmelerini yasaklayacağını duyurması ile birlikte Nakitsiz Yaşam Olur mu ? sorusu tekrar gündeme oturdu.  Nakitsiz işlem yoğunluğu konusunda Danimarka, İsveç, Norveç ve Finlandiya öncü konumunda. Bu ülkelerdeki tüm parasal işlemlerin %85 ila %90 lık kısmı elektronik olarak yapılıyor. 

Ülkemizde nakit kullanılmadan yapılan alışverişi incelediğimizde; Kredi kartı, Banka kartı ve e-ticaret yöntemi kullanılarak yapılan alışveriş tutarının, hane halklarının tüketim harcamalarına (*) oranı 2010 yılında %30, olarak gerçekleşmişken, 2014 yılında %43'e yükseldiğini görmekteyiz. Bu veriler bize nakitsiz yaşam yolunda ilerlemekle birlikte bu uğurda kat edilecek çok yolumuzun olduğunu, toplumumuzun harcamalarının hala %57'sini nakit kullanarak yapmakta olduğunu göstermektedir. 

21 Nisan 2015 Salı

Özel Sektör Dış Borç Stoğundaki artış

Özel sektör dış borç stoğunda son 14 yıllık süreçte %418 artış yaşanmışken son zamanlarda döviz kurlarında yaşanan hızlı yükselme, dikkatleri bu borcun çevrilmesine yönelmiştir. YP cinsi geliri olan firmalar için, yatırımların yurt dışı kaynaklarla finansmanı, yurt içi kaynakla finansmanına göre vade ve maliyet açısından daha uygun koşullar taşıyabilmesi nedeniyle son yıllarda özel sektörün yurt dışı kaynaklı kredi kullanımında ciddi artışlar yaşanmıştır.


Firmaları yurt dışı kaynaklı kredi kullanmaya iten faktörlerden birisi de ülkemizdeki tasarruf oranının düşüklüğüdür. Yatırım veya işletme sermayesinin finansmanı için kaynak arayışına giren firmaların öz kaynak artışı yerine yurt içi ve/veya yurt dışı kaynaklardan borçlanmayı tercih ettiğini biliyoruz. Gelişmiş ülkelerde % 70ler seviyesinde olan borç/öz kaynak oranının İSO 500 listesine giren firmalarımızda %132,4 e yükseldiğini, 29.06.2014 tarihli yazımda belirtmiştim. 

7 Mart 2015 Cumartesi

Son Ekonomik Gelişmeler ve Nedenleri

Son iki ayda yaşanan ekonomik gelişmeleri gözden geçirdiğimizde, Merkez Bankasının borç verme faiz oranının düşürmesine rağmen, enflasyon, dış ticaret, işsizlik, rakamlarının olumsuz seyretmeye başladığını, döviz kurları ve piyasa faiz oranının yükseldiğini görmekteyiz. Bu gelişmeler ekonomide ters giden bir şeyler mi var ? sorusunu akıllara getirmektedir. 

Enflasyon oranı;
Düşen petrol fiyatlarının da etkisi ile 2015 yılına enflasyon oranlarında ciddi düşüş beklentisi ile girmemize karşılık Ocak ve Şubat aylarında enflasyon beklentilerin üzerinde gerçekleşti. TUİK tarafından 3 mart 2015 tarihinde yayınlanan Şubat ayı enflasyon raporuna göre yıllık TÜFE  oranı Ocak ayında %7,24, Şubat ayında ise %7,55  olarak gerçekleşti. TCMB'nin 2015 yılı enflasyon beklentisinin %5,5  olduğunu dikkate aldığımızda, Ocak ve Şubat aylarında TÜFE nin beklentinin üzerinde gerçekleştiğini, enflasyon oranındaki düşüş trendinin başlamadığını görmekteyiz. Son ekonomik gelişmeler ve nedenlerini dikkate aldığımızda, döviz kurlarındaki bu yüksek düzeyin sürmesi halinde önümüzdeki dönemde maliyet artışına bağlı olarak TÜFE nin de beklenen (%5,5) düzeyin üzerinde gerçekleşmesi beklenmelidir.

1 Şubat 2015 Pazar

Döviz kurlarının yükselmesinin nedenleri

Ocak ayının son iki haftasında USD döviz kurunun Türk Lirası karşısında hızlı bir tırmanışa geçerek 2,27 TL dan 2,45 TL seviyesine yükselmesi, döviz kurlarının yükselmesinin nedenleri ve kurdaki bu yükselmenin nereye kadar süreceği sorusunu akıllara getirmektedir. Bu konuda bir fikir söyleyebilmek için Döviz ve Faiz piyasalarında yaşanmakta olan son gelişmeleri bir arada gözden geçirmemiz gerekiyor.

Döviz kurlarının yükselmesinin, nedenlerini anlamak için son iki haftalık gelişmelere baktığımızda dikkatimizi çeken ilk husus, gösterge tahvil faiz oranı ile döviz kurlarının zıt yönlü olarak hareket etmekte olmasıdır. 14 Ocak sonrasında faiz oranının % 7,39 dan % 6,89 a düşmesine karşılık USD döviz kurunun 2,2788 den 2,4437 ye  yükseldiğini, Döviz ve Faiz piyasaları arasındaki ahengin bozulduğunu görmekteyiz. Merkez bankasının faiz oranlarını düşüreceği yönünde oluşan kuvvetli beklenti, Ocak ayı ortalarından itibaren faiz oranlarının düşmesine neden olmakta ve piyasa faiz oranının artarak döviz kurlarındaki artışı durdurmasını/dengelemesini engellemektedir.