21 Nisan 2015 Salı

Özel Sektör Dış Borç Stoğundaki artış

Özel sektör dış borç stoğunda son 14 yıllık süreçte %418 artış yaşanmışken son zamanlarda döviz kurlarında yaşanan hızlı yükselme, dikkatleri bu borcun çevrilmesine yönelmiştir. YP cinsi geliri olan firmalar için, yatırımların yurt dışı kaynaklarla finansmanı, yurt içi kaynakla finansmanına göre vade ve maliyet açısından daha uygun koşullar taşıyabilmesi nedeniyle son yıllarda özel sektörün yurt dışı kaynaklı kredi kullanımında ciddi artışlar yaşanmıştır.


Firmaları yurt dışı kaynaklı kredi kullanmaya iten faktörlerden birisi de ülkemizdeki tasarruf oranının düşüklüğüdür. Yatırım veya işletme sermayesinin finansmanı için kaynak arayışına giren firmaların öz kaynak artışı yerine yurt içi ve/veya yurt dışı kaynaklardan borçlanmayı tercih ettiğini biliyoruz. Gelişmiş ülkelerde % 70ler seviyesinde olan borç/öz kaynak oranının İSO 500 listesine giren firmalarımızda %132,4 e yükseldiğini, 29.06.2014 tarihli yazımda belirtmiştim. 

Ülkemizin toplam dış borcu içinde özel sektörün payındaki değişimi, dış borcun döviz bazında dağılımını, özel sektör dış borç stoğunun alacaklı ve borçlu bazında dağılımını ve ödeme projeksiyonunu aşağıda irdelemeye çalışacağım. 


Türkiye toplam dış borç stoğu; Brüt dış borç stoğumuzda 1990 ve sonraki yıllarda yaşanan değişimi incelediğimizde, toplam içinde kamunun ve TCMB nin payının giderek azaldığını özel sektörün payının ise arttığını görmekteyiz. 2000 yılı itibariyle özel sektörün dış borç stoğunun toplam içindeki payı %46 iken 2014 yılında %70 e yükselmiştir. 2001 yılında ülkemizde yaşanan ekonomik krizden sonra sıkı mali disiplin kurallarına uyulması, kamu kesiminin dış borç gereksinimini de düşürmüş, özel sektör ise bu kaynağı fazlası ile kullanmıştır. Özel sektör dış borç stoğunun son 14 yıllık süreçte %418 oranında arttığını görmekteyiz. Toplam brüt dış borcun GSMH ya oranının artması da dikkatle izlenmelidir. 

Borçlu dağılımı; Konuyu vade yapısı açısından ele aldığımızda özel sektör dış borç stoğunun 2000 yılında %46 sı kısa vadeli kredilerden oluşmakta iken 2014 yılında bu oranın %40' a gerilediğini görmekteyiz. Borçlu açısından incelediğimizde ise özel sektör dış borç stoğunun 2000 yılında %42' si finansal kuruluşlarca, %58' i de Finansal olmayan kuruluşlarca kullanılmakta iken 2014 yılında durumun tersine dönmüştür. 2014 yılında özel sektör dış borç stoğunun %58'inin finansal kuruluşlarca, %42' sinin de finansal olmayan kuruluşlarca kullanılmıştır. Toplam içindeki payının %42 ye gerilemesine karşılık, finansal olmayan kuruluşlarca doğrudan kullanılan yurt dışı kredi tutarının 117,2 milyar USD ye yükselmesinin altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. 


Alacaklı dağılımı; Kısa vadeli kredileri incelediğimizde, 2004 yılı itibariyle özel sektör dış borç stoğunun %45'i Parasal kuruluşlardan sağlanmışken 2014 yılı itibariyle bu oran %60' a yükselmiş, %3'ü de tahvillerden sağlanmıştır. Resmi alacaklıların kısa vadeli krediler içindeki payı yok denecek kadar az dır. Uzun vadeli borçları incelediğimizde, 2000 yılı itibariyle özel sektör dış borç stoğunun %93'ünün özel alacaklılardan ve  %7 sinin de resmi alacaklılardan kullanıldığını görmekteyiz. 2014 yılına gelindiğinde Özel alacaklıların payının %73' e gerilediğini, Resmi alacaklıların payının %9 a ve tahvillerin payının da %18'e yükseldiğini görmekteyiz. Kısa vadeli alacaklılar içinde %37 pay alan parasal olmayan kuruluşların uzun vadeli krediler içindeki payının %8 e gerilediğini görmekteyiz. Yukarıdaki tablo bize, yurt dışından gerçekleştirilen kredi kullandırımlarının ağırlıklı olarak finansal kuruluşlardan gerçekleştirildiğini, finansal olmayan kuruluşların ise ağırlıklı olarak kısa vadeli kredilerde tercih edildiğini görmekteyiz.  

Döviz dağılımı; Özel sektör dış borç stoğunun döviz bazında dağılımı verilerine ulaşılamamış olmakla birlikte bunun ülkemiz toplam borcunun dağılımı ile parelellik taşıdığı düşünülmektedir. Yandaki verileri incelediğimizde 2014 yılı itibariyle toplam dış borcumuzun %57,6 sının USD, %31,7 sinin EURO %7 sinin ise TL bazında yapıldığı görülmektedir. Kısa ve uzun vadeli ayrımında da dağılım benzer yapıdadır. Burada dikkatimi çeken husus, USD döviz kurunun EURO dahil olmak üzere tüm paralar karşısında değer kazanmasının, toplam dış borcumuzun %57,6 sının USD bazında yapılmış olması nedeniyle ülkemiz dış borcunun reel olarak da yükselmesine neden olması dır. Aynı miktarda USD cinsinden dış borç ödeyebilmek için EURO ve diğer paralar bazında daha fazla mal ihraç etmemiz gerekecek.

Dış borç ödeme projeksiyonu açısından konuyu ele aldığımızda; Özel sektörün dış borç ödemelerinin, 2015 yılında 72,3 milyar USD olduğu, bunun dışındaki yıllardaki ödemelerin ise 28-19 milyar USD aralığında değiştiğini görmekteyiz. Kısa vadeli dış borç ödemeleri, 2015 ve 2016 yılındaki ödeme tutarlarının nispeten yüksek olmasında etkili olmaktadır. Ülkemize ve krediyi kullanan firmaya ait risk algısının  bozulmaması halinde bu ödemelerin yeni kredilerle finanse edilmesinde sorun yaşanmaması beklenebilir. Tersi durumda ise bu borcun çevrilmesinde sıkıntı yaşanması ve/veya finansmana ilişkin vade ve maliyet koşullarının kötüleşmesi kaçınılmaz olacaktır. 


Özel sektör dış borç stoğunun bir kısmının, aslında firma sahiplerinin yurt dışındaki paralarının, kredi görüntüsü altında ülkemize getirilmesinden kaynaklandığı, bu tür borçların geri ödenmesi ve/veya çevrilmesi sorunu bulunmadığı dillendirilmekle birlikte, bu  konuda rakamsal bir veriye sahip olunamadığından, özel sektör dış borç stoğunun ne kadarlık kısmının bu kapsamda değerlendirilebileceği bilinememektedir. 

Karamsarlığa kapılmamak için pek çok nedenimiz de olmakla birlikte, dış borç stoğumuzun milli gelire oranının yıllar içinde %26 dan %50 ye yükselmesinin, finansal kırılganlık riskini artırdığı, ekonomimizin dış şoklardan etkilenme oranının yükseldiği de  muhakkak. Bizim tasarruf oranımızı acilen artırmamız ve ekonomik büyümeyi kendi kaynaklarımızla gerçekleştirmeyi başarmamız lazım. 

Müslüm OYMAK
Bankacı



Yararlanılan kaynaklar;
Yukarıdaki tablolar, Hazine müsteşarlığının dış borç istatisdiklerinden faydalanılarak üretilmiştir.

Not: Yorumlarım yatırım tavsiyesi değildir, unvanım ile ilişkisi yoktur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder