6 Aralık 2016 Salı

Bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması

Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusu son dönemde yazılı ve görsel basında sıkça yer bulmaktadır. Finans kurumlarının rekabeti ihlal etmelerinden zarara uğradığını düşünen tüketicilerin kayıplarını hukuk yolu ile tazmin  ve kayıplarının üç katına kadar da tazminat talep edebileceklerine ilişkin haberlere ve yorumlara rastlıyoruz. Özellikle bu dönemde Konut kredisi kullanmış olanların dava konusu yapabileceği dosyaların adet ve tutar yönünden büyük boyutlara ulaşması, iyi niyetli olmayanların / dolandırıcıların da iştahını kabartmış, mağdur vatandaşlarımızı, haklarını zahmetsizce alacakları vaadiyle dolandırmanın yollarını bulma arayışına girmişlerdir.
Bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusunda yapılması gerekenlerin bilinmesi, olası kayıpların önlenmesi açısından çok önem taşımaktadır. 

Olayın geçmişi ; 12 Finans kurumunun anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un  4. maddesini ihlal etmeleri neticesinde Rekabet Kurumunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı ile yüklü miktarda idari para cezasına çarptırılmışlardır. Rekabet kurumunun bu kararı, ilgili finans kurumları tarafından  Ankara 2. ve 12. İdare Mahkemelerinde dava konusu yapılmışsa da, Danıştay 13. Dairesinin 16.12.2015 tarihli kararı ile, Rekabet Kurumunun kararını yerinde bulan ilgili İdare Mahkemesi kararları onanmıştır.

Hukuki Süreç Bitti mi ? ; Öncelikle Rekabet Kurumunun bu kararına ilişkin hukuki sürecin tam olarak tamamlanmadığını bilmekte fayda var. Danıştay' a karar düzeltme başvuruları yapılmış olup, hukuki sürecin sona ererek kararın kesinleşmesi için, karar düzeltme başvurularının sonuçlanmasını beklemek gerekmektedir. Karar düzeltme aşamasında önceki mahkeme kararlarının bozulması yönünde karar verilmesi ihtimali olduğunu da hatırdan çıkarmamak gerek. Tabi önceki kararların bozulması yönünde karar verilmesi halinde hukuki süreç yeniden başlayacak ve sonuçlanması çok uzun zaman alabilecek. Önceki mahkeme kararlarının onanması yönünde karar verilmesi halinde ise, tüketicinin beklediği olumlu haber gelmiş olacak, ilgili bankalardan tazmin talebinde bulunmak için hukuki süreci başlatmalarının önünde engel kalmamış olacaktır.

Bu aşamalarda kararın Finans kurumları lehine bozulması halinde, karar kesinleşmeden açılacak davalarda tüketici, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini ödemek zorunda kalabilir. Böyle bir risk alınmak istenmiyorsa bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusundaki Rekabet kurumu kararının kesinleşmesini beklemekte fayda bulunmaktadır.

Zaman aşımı ; Hukukumuzda 10 yıllık genel zaman aşımı süresi bulunduğundan, 2007 yılında ilgili bankalardan kredi kullanmış olan tüketicilerin hak kaybına uğramamak için, zaman aşımı sürelerinin ne zaman dolacağı konusuna özen göstermeleri gerekiyor. Zaman aşımı dolmak üzere olan tüketiciler, rekabet kurumunun kararı kesinleşmeden dava açıp açmama konusunda fayda / maliyet analizi iyi yapılmalı ve mutlaka profosyonel yardım alarak karar vermeliler.

Rekabet Kurulu kararı hangi tür Bankacılık işlemlerini kapsıyor ? Kararda, 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlal etmeleri ele alınmaktadır. Her ne kadar basında Konut kredisi kullananlara dikkat çekilse de Tüketici Kredisi ve Taşıt Kredisi kullananların da bu karardan faydalanması imkanı buluyor. 

Rekabet Kurumu kararı sizin işleminizi kapsıyor mu ?  Bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusundaki Rekabet Kurumu kararına göre;  20007 - 2013 yılları arasında 12 finans kurumunun rekabeti ihlal ettiklerini belirlenmekle birlikte, kararda adı geçen bankaların tamamı tarafından ve bu dönem boyunca sürekli bir ihlal söz konusu olmamıştır. Bu nedenle, yasal süreci başlatmadan önce, kullanmış olduğunuz kredinin tarih ve ilgili banka işlemi açısından rekabet kurumunun ihlal kararında karşılığının bulunup bulunmadığının çok iyi tahlil edilmesi gerekmektedir. Toplam 169 sayfa olan Rekabet Kurumu kararının, sizin işleminizi kapsayıp kapsamadığı konusunda titiz bir incelemenin başlangıçta yapılmaması halinde kaybedilecek dava neticesinde yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini ödemek durumunda kalınabilir. Yasal süreci başlatmadan önce Uzman Görüş Mütalaası alınması bu açıdan faydalı olabilir.

Kaybınız ne kadar ? Rekabetin ihlali nedeniyle kayba uğradığınız tutarın ne kadar olduğunun doğru hesaplanması, bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratmasına ilişkin olarak başlatacağınız yasal süreçte, yetkili mercinin tayini ve talep edebileceğiniz zarar / tazminat tutarların doğru hesaplanması yerinde olacaktır. Özellikle, ağırlıklı olarak 10 yıl vadeli olarak kullanılmakta olan Konut kredilerinde kayıp tutarı olarak büyük tutarlara ulaşılabilmektedir. Kayıp tutarının doğru olarak hesaplanabilmesi için kredinin kullanım bilgilerine özellikle de anute tablosu (ödeme planı)' na  ihtiyaç duyulmaktadır. Bu amaçla Uzman Görüş mütalaasına başvurulabilir.

Ne kadar Tazminat alabilirsiniz ? Bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusundaki haberler neticesinde oluşan, tüketicinin zararının yanı sıra üç katı da tazminat alabileceği şeklindeki algı hatalıdır.  Mahkeme zararın üç katına kadar tazminata hükmedebilir. Zararın üç katı limitini aşmamak üzere tazminat miktarına mahkeme serbestçe karar vermektedir.

Hakkınızı aramak için Nereye Başvuracaksınız ?  1 Ocak 2017 tarihinden itibaren geçerli olan yeni düzenlemeye göre  2.400 TL ya kadar olan ihtilaflar için ilçe Tüketici Hakem heyetlerine, bunun üzerinde kalan ve 3.610 TL ya kadar olan ihtilaflar için İl Tüketici hakem Heyetlerine ve 3.610 TL nın üzerindeki ihtilaflar için de Tüketici Mahkemelerine (*) başvurmak gerekiyor. Konut Kredilerinde talep edilebilecek tutarın Tüketici Hakem Heyetlerinin yetki limitleri aşması nedeniyle Tüketici Mahkemesinde dava açılması gerekiyor. Tüketici kredileri ve Taşıt kredilerinde talep edilecek kayıp tutarlarının ise istisnalar dışında Tüketici Hakem Heyetlerinin yetki limitleri içerisinde kalacağını düşünüyorum. Tüzel kişiler yönünden bir kayıp olması halinde ise yetkili ticaret mahkemelerine dava açılmalıdır.

Netice itibariyle, Türkiye'de faaliyet göstermekte olan 12 Finans kurumunun anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlal ettikleri Rekabet kurumu kararı ile tespit edilmiş olmakla birlikte bu konuda hukuki süreç henüz bitmemiştir. Bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusunda herkesi kapsayıcı tek bir çözüm bulunmamaktadır. Rekabet kurumu kararı hakkındaki yasal sürecin sona ererek kesinleşmesinden sonra ve tabi zaman aşımı süresini de gözeterek,  tüketicinin kendisine özgü koşullara göre gerekli tahliller yapılarak izlenecek süreç belirlenmelidir. Bu nedenle hak kaybına uğramamak için konunun uzmanı olanlardan profosyonel yardım alınması yerinde olacaktır.

Saygılarımla,

Müslüm Oymak
Emekli Bankacı  
(Adli Bilirkişi)


Not: Yukarıdaki bilgi ve değerlendirmeler tüketiciyi bilgilendirme amaçlı olup, taahhüt içermemektedir.

(*) Yargıtay 13. Hukuk dairesinin 19.10.2016 tarih ve 2016/12718 esas sayılı kararı ile, Bankaların rekabet kurallarını ihlal ederek tüketiciyi zarara uğratması konusunda yetkili mercinin "Tüketici Mahkemesi" olduğu belirlenmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar;
Rekabet Kurumu Kararı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder