Hareketsiz hesaplardan, Hesap İşletim Ücreti alınacağına
ilişkin olarak son zamanlarda basında çıkan haber ve yorumlar üzerine, endişeye
kapılan çok sayıda kişinin bankalardaki hareketsiz hesaplarını kapatma telaşına
düşmesi ve BDDK tarafından 9 Nisan tarihinde yayımlanan ve bir-iki saat gibi
kısa süre içerisinde kurumun internet sitesinden kaldırılan yönetmelik
taslağına ilişkin eleştiri ve yorumlar dikkatlerin, 28 Kasımda Resmi
gazetede yayınlanan ve 28 Mayıs tarihinde yürürlüğe girecek olan 6502 sayılı "Tüketicinin
korunması hakkında Kanunun" a yönelmesine neden oldu.
Hareketsiz Hesaplardan Hesap İşletim Ücreti alınması
konusu, aslında Bankalar Birliğin 1
Eylül 2013 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemesini yanlış anlaşılmasından
ibarettir. Bilindiği gibi mevcut uygulamada bankalar, ayrıntıda uygulama
farklılığı gösterse de esasen kendi kıstaslarına göre verimsiz buldukları
hesaplardan, hesap işletim ücreti oluşturarak hesapta bulunan bakiyeden tahsil
etmektedirler. Bankalar Birliği 1 Eylül 2013 tarihinden itibaren geçerli olmak
üzere bir düzenleme yayınlayarak, 180 gün süre ile hareket görmeyen Kredi
kartı, Vadesiz Mevduat ve diğer bankacılık ürünlerini hareketsiz hesap olarak
tanımlamış ve müşteriye bilgi verilmeden bu türlü hesaplardan ücret
alınamayacağını hükme bağlamıştır. Müşterilerin haberi olmadan hareketsiz
hesaplarındaki bakiyeden hesap işletim ücreti alınmasını önlemeye yönelik bu
düzenleme nedeniyle bankaların müşterilerine gönderdikleri mesaj ve sair
bildirimler yanlış anlaşılmış ve hesapta bakiyesi olmayan hareketsiz hesaplara
yönelik de hesap işletim ücreti oluşturulacağı hatta bu hesap sahipleri
hakkında haciz işlemleri başlatılacağı, kara listeye düşecekleri gibi abartılı
haber ve yorumlar yapılmıştır. Bankalar
Birliği 10 Nisan tarihinde yeni bir duyuru yayınlayarak yanlış
anlamaları gidermiştir.
Bankalar
Birliği verilerine göre Bankacılık işlemlerine ilişkin olarak
hakem heyeti başvurularının 2013 yılında bir önceki yıla göre iki katına yakın
artmış olup, bu artan iş yoğunluğu karşısında Tüketici hakem Heyetlerinin adeta
bloke olması, anlaşmazlık konularının yeni bir yasal düzenleme ile
çözümlenmesini kaçınılmaz kıldı. 28 Kasım 2013 tarihli Resmi Gazetede
yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanunun, bankacılık
işlemleri dışında, Ayıplı mallar, Ayıplı hizmetler, Taksitle satış, Ön
Ödemeli konut Satışı, Diğer tüketici sözleşmeleri, Tüketicinin
bilgilendirilmesi, Ticari reklam gibi pek çok konuyu ele almakta olup, toplam
88 maddeden oluşan kanun yayımından 6 ay sonra yani 28 Mayıs 2014 tarihinde
yürürlüğe girecektir.
Kanımca; 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında
Kanun' un Bankacılık sistemi açısından getirdiği en önemli yenilik 4/3
maddesinde yazılmıştır. Bu maddenin ilk kısmındaki
"sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış
olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemez" ifadesi
mevcut uygulamada konut kredilerinde tüketiciden alınan ekspertiz ücretleri
gibi masrafların kredi kullanandan almasının önünü kapattığı kanaatindeyim.
Maddenin devamında yer alan "Bankalar,
... tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz
dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara
ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun
olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
tarafından belirlenir" hükmü daha da radikal
değişiklik getirmektedir. Yeni
düzenleme bu konuda köklü bir değişiklik getirmekte ve bankaların faiz dışında
alacakları her türlü ücret, komisyon ve masraf türlerinin ve bunlara
ilişkin Usul ve esasların BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu) tarafından standardize edilmesi, bunların dışında ücret/komisyon
alınamaması hatta bunlara ilişkin limitlerin belirlenmesi söz konusudur. İşte
kıyamette tam bu noktada kopmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanun 4/3
maddesi gereği BDDK tarafından 9 Nisan tarihinde yayımlanan Yönetmelik
taslağı, gelen tepkiler üzerine bir-iki saat gibi kısa süre
içerisinde kurumun internet sitesinden kaldırılmıştır. Tüketici dernekleri, hesap
işletim ücreti, kredi kartı aidatı ve kredi komisyonu/ücreti gibi ücretlerin
alınmasına karşı çıkarken, bankalar Türk Telekom' un aylık abone bedeli
uygulamasını da örnek göstererek uygulamanın yasal bir zemine
kavuşturularak devamını savunmaktadırlar.
BDDK tarafından 6
Şubat 2014 tarihinde yayınlanan “Türk
Bankacılık Sektörü Genel Görünümü - 2013” Raporunu
incelediğimizde; Bankacılık sektörünün 2013 yılında toplam 24.733
Milyon TL Net Kar elde ettiği, Faiz dışı gelirleri toplamının ise 33.444 Milyon
TL olduğu ( Kredilerden alınan ücret ve komisyonlar 22.462 Milyon TL, Kredi
kartlarından alınan ücret ve komisyonlar 7.458 Milyon TL) dikkate alındığında, Faiz dışı gelirlerin bankacılık
sektörü açısından taşıdığı önem ortaya
çıkmaktadır. Bankacılık sektörünün 2013 yılı Faiz Dışı Giderleri
toplamının 49.915 Milyon TL, faiz Dışı gelirlerin / Faiz dışı Giderleri
karşılama oranının % 62,3 (*) olduğu ve sektörün esas karlılığının
faiz gelirlerinden sağlandığını da dikkate aldığımızda, Finans sektörünün Bilançosunun sağlıklı olması özelliğinin devam edebilmesi için Tüketici
menfaatleri ile sektör ve makro ekonomik menfaatlerimizin çok iyi dengelenmesi
gerektiği açıktır.
Esasen bankalar tarafından kredi fiyatlaması yapılırken
hedeflenen toplam verimlilik belirlenmekte, sonra bunun ne kadarlık kısmının
faiz geliri/faiz dışı gelir olarak elde edileceğine ilişkin olarak sektör
uygulamalarına da bakılarak politika belirlenmektedir. 28 Mayıs itibariyle yürürlüğe girecek 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanun gereği BDDK
tarafından yayınlanacak tebliğ ile bankaların komisyon/ücret gelirlerinden
yapılacak kesintinin, bireysel kredilere Faiz olarak ekleneceğini şimdiden
söyleyebiliriz.
Müslüm bey bu bilgilendirici yazı için öncelikle teşekkürler... Öte yandan ortada ki eksik bilgilenmeden istifade etmek isteyen bazı çağrı merkezi tipinde kötü niyetli örgütlü yapıların nasıl ele geçirdiklerini bilemediğim ama elde etmeleri suç olan cep telefonu numaralarına yoğun bir şekilde "Sizin adınıza bankalardan kredi kullandırma ücreti ve kredi kartı kullanım ücretlerini tahsil ederiz" iddiası ile mesaj göndermeleri.... Bu da tam anlamıyla bir dolandırıcılık yöntemi ile daha önceki benzerlerini aratmayacak şekilde karşımıza çıkıyor. Bu gelişmenin de altını çizmek ve dikkatli olunması yönünde uyarmak isterim....Dr. Murad Kayacan (CPA/I. A.)(SMMM/Bgm. Denetçi)
YanıtlaSilDirector at AC Istanbul International Auditing and CPA Co.
6502 Sayılı Kanunun ve kanun kapsamında yapılacak düzenlemelerin -özellikle 24 ve 4/3 maddelerle ilgili- birçok tartışmayı beraberinde getireceği aşikardır. Ayrıca kanunun yürürlüğe girmesiyle sektörü usandıran ve bir çoğu adaletsizliklere sebep olan tüketici hakem heyeti kararları artacaktır. Kanunun malesef hem tüketici için hem de sektör için çözüm üretmekten ziyade sorun oluşturacağı kanatindeyim.
YanıtlaSilCemal ESKİLER
Müfettiş Yrd. / Türkiye Halk Bankası AŞ