20 Nisan 2014 Pazar

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Bankacılık sektörüne etkisi

Hareketsiz hesaplardan, Hesap İşletim Ücreti alınacağına ilişkin olarak son zamanlarda basında çıkan haber ve yorumlar üzerine, endişeye kapılan çok sayıda kişinin bankalardaki hareketsiz hesaplarını kapatma telaşına düşmesi ve BDDK tarafından 9 Nisan tarihinde yayımlanan ve bir-iki saat gibi kısa süre içerisinde kurumun internet sitesinden kaldırılan yönetmelik taslağına ilişkin eleştiri ve yorumlar dikkatlerin,  28 Kasımda Resmi gazetede yayınlanan ve 28 Mayıs tarihinde yürürlüğe girecek olan 6502 sayılı "Tüketicinin korunması hakkında Kanunun" a yönelmesine neden oldu.

Hareketsiz Hesaplardan Hesap İşletim Ücreti alınması konusu, aslında Bankalar Birliğin 1 Eylül 2013 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemesini yanlış anlaşılmasından ibarettir. Bilindiği gibi mevcut uygulamada bankalar, ayrıntıda uygulama farklılığı gösterse de esasen kendi kıstaslarına göre verimsiz buldukları hesaplardan, hesap işletim ücreti oluşturarak hesapta bulunan bakiyeden tahsil etmektedirler. Bankalar Birliği 1 Eylül 2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir düzenleme yayınlayarak, 180 gün süre ile hareket görmeyen Kredi kartı, Vadesiz Mevduat ve diğer bankacılık ürünlerini hareketsiz hesap olarak tanımlamış ve müşteriye bilgi verilmeden bu türlü hesaplardan ücret alınamayacağını hükme bağlamıştır. Müşterilerin haberi olmadan hareketsiz hesaplarındaki bakiyeden hesap işletim ücreti alınmasını önlemeye yönelik bu düzenleme nedeniyle bankaların müşterilerine gönderdikleri mesaj ve sair bildirimler yanlış anlaşılmış ve hesapta bakiyesi olmayan hareketsiz hesaplara yönelik de hesap işletim ücreti oluşturulacağı hatta bu hesap sahipleri hakkında haciz işlemleri başlatılacağı, kara listeye düşecekleri gibi abartılı haber ve yorumlar yapılmıştır. Bankalar Birliği 10 Nisan tarihinde yeni bir duyuru yayınlayarak yanlış anlamaları gidermiştir.    

Bankalar Birliği verilerine göre  Bankacılık işlemlerine ilişkin olarak hakem heyeti başvurularının 2013 yılında bir önceki yıla göre iki katına yakın artmış olup, bu artan iş yoğunluğu karşısında Tüketici hakem Heyetlerinin adeta bloke olması, anlaşmazlık konularının yeni bir yasal düzenleme ile çözümlenmesini kaçınılmaz kıldı. 28 Kasım 2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanunun, bankacılık işlemleri dışında, Ayıplı mallar, Ayıplı hizmetler, Taksitle satış, Ön Ödemeli konut Satışı, Diğer tüketici sözleşmeleri, Tüketicinin bilgilendirilmesi, Ticari reklam gibi pek çok konuyu ele almakta olup, toplam 88 maddeden oluşan kanun yayımından 6 ay sonra yani 28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe girecektir.

6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanun'un getirdiği, Bankacılık sektörünü ilgilendiren belli başlı değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz. Tüketici kredisi ve Konut Finansmanı sözleşmeleri için 14 gün içerisinde tüketiciye gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödenmeksizin cayma hakkı verilmiştir (Madde 24), mevcut uygulamada sadece konut kredilerinde söz konusu olan erken ödeme ücreti yeni yasa ile tüketici kredilerini de kapsayacak şekilde genişletilmiş (Madde 27,37), kart çıkartan kuruluşlara tüketicilerden yıllık üyelik aidatı veya benzer adlar altında ücret talep etmedikleri bir kredi kartı ürününü sunma zorunluluğu getirilmiş (Madde 31), Kanunun bazı maddeleri için bankalar aleyhine her bir işlem için 200 TL İdari para cezası getirilmiştir (Madde 77/1).

Kanımca; 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanun' un Bankacılık sistemi açısından getirdiği en önemli yenilik 4/3 maddesinde yazılmıştır.  Bu maddenin ilk kısmındaki  "sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemezifadesi mevcut uygulamada konut kredilerinde tüketiciden alınan ekspertiz ücretleri gibi masrafların kredi kullanandan almasının önünü kapattığı kanaatindeyim. Maddenin devamında yer alan "Bankalar, ... tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir"  hükmü daha da radikal değişiklik getirmektedir. Yeni düzenleme bu konuda köklü bir değişiklik getirmekte ve bankaların faiz dışında alacakları her türlü ücret, komisyon ve masraf türlerinin ve bunlara ilişkin Usul ve esasların BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından standardize edilmesi, bunların dışında ücret/komisyon alınamaması hatta bunlara ilişkin limitlerin belirlenmesi söz konusudur. İşte kıyamette tam bu noktada kopmaktadır.

6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanun  4/3 maddesi gereği BDDK tarafından 9 Nisan tarihinde yayımlanan Yönetmelik  taslağı, gelen tepkiler üzerine bir-iki saat gibi kısa  süre içerisinde kurumun internet sitesinden kaldırılmıştır. Tüketici dernekleri, hesap işletim ücreti, kredi kartı aidatı ve kredi komisyonu/ücreti gibi ücretlerin alınmasına karşı çıkarken, bankalar Türk Telekom' un aylık abone bedeli uygulamasını da örnek göstererek  uygulamanın yasal bir zemine kavuşturularak devamını savunmaktadırlar. 

BDDK tarafından 6 Şubat 2014 tarihinde yayınlanan “Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü - 2013” Raporunu incelediğimizde; Bankacılık sektörünün  2013 yılında  toplam 24.733 Milyon TL Net Kar elde ettiği, Faiz dışı gelirleri toplamının ise 33.444 Milyon TL olduğu ( Kredilerden alınan ücret ve komisyonlar 22.462 Milyon TL, Kredi kartlarından alınan ücret ve komisyonlar 7.458 Milyon TL) dikkate alındığında, Faiz dışı gelirlerin bankacılık sektörü açısından taşıdığı önem ortaya çıkmaktadır. Bankacılık sektörünün 2013 yılı Faiz Dışı Giderleri toplamının 49.915 Milyon TL, faiz Dışı gelirlerin / Faiz dışı Giderleri karşılama oranının % 62,3 (*) olduğu ve sektörün esas karlılığının faiz gelirlerinden sağlandığını da dikkate aldığımızda, Finans sektörünün Bilançosunun sağlıklı olması özelliğinin devam edebilmesi için Tüketici menfaatleri ile sektör ve makro ekonomik menfaatlerimizin çok iyi dengelenmesi gerektiği açıktır.

Esasen bankalar tarafından kredi fiyatlaması yapılırken hedeflenen toplam verimlilik belirlenmekte, sonra bunun ne kadarlık kısmının faiz geliri/faiz dışı gelir olarak elde edileceğine ilişkin olarak sektör uygulamalarına da bakılarak politika belirlenmektedir. 28 Mayıs itibariyle yürürlüğe girecek 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkında Kanun gereği BDDK tarafından yayınlanacak tebliğ ile bankaların komisyon/ücret gelirlerinden yapılacak kesintinin, bireysel kredilere Faiz olarak ekleneceğini şimdiden söyleyebiliriz.

(*) Söz konusu rasyonun hesaplanmasında, takipteki alacaklar özel provizyonu ile diğer faiz dışı gelir/giderler dikkate alınmaktadır.

2 yorum:

  1. Müslüm bey bu bilgilendirici yazı için öncelikle teşekkürler... Öte yandan ortada ki eksik bilgilenmeden istifade etmek isteyen bazı çağrı merkezi tipinde kötü niyetli örgütlü yapıların nasıl ele geçirdiklerini bilemediğim ama elde etmeleri suç olan cep telefonu numaralarına yoğun bir şekilde "Sizin adınıza bankalardan kredi kullandırma ücreti ve kredi kartı kullanım ücretlerini tahsil ederiz" iddiası ile mesaj göndermeleri.... Bu da tam anlamıyla bir dolandırıcılık yöntemi ile daha önceki benzerlerini aratmayacak şekilde karşımıza çıkıyor. Bu gelişmenin de altını çizmek ve dikkatli olunması yönünde uyarmak isterim....Dr. Murad Kayacan (CPA/I. A.)(SMMM/Bgm. Denetçi)
    Director at AC Istanbul International Auditing and CPA Co.

    YanıtlaSil
  2. 6502 Sayılı Kanunun ve kanun kapsamında yapılacak düzenlemelerin -özellikle 24 ve 4/3 maddelerle ilgili- birçok tartışmayı beraberinde getireceği aşikardır. Ayrıca kanunun yürürlüğe girmesiyle sektörü usandıran ve bir çoğu adaletsizliklere sebep olan tüketici hakem heyeti kararları artacaktır. Kanunun malesef hem tüketici için hem de sektör için çözüm üretmekten ziyade sorun oluşturacağı kanatindeyim.
    Cemal ESKİLER
    Müfettiş Yrd. / Türkiye Halk Bankası AŞ

    YanıtlaSil