Yatırımın sermaye
artışıyla mı yoksa borçlanma artışıyla mı finanse edilmesinin firma açısından
daha rasyonel olacağına karar verilmesi, optimum finansal kaldıraç oranına ulaşılması firma açısından hayati önem taşımaktadır. Finansal yönetimde öz kaynak-borçlanma
ikilemi konusunda sağlıklı kararlar verilebilmesi için aşağıda yer alan bir takım
değerlendirmeleri gözden geçirmeliyiz.
Günümüzde işletmenin yatırım, finans ve kar payı kararlarından
sorumlu finansal yönetim bölümünün temel amacı; firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesi yani hissedarların servetinin maksimize edilmesidir. Firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesi için yatırımdan beklenen getiri oranının, yatırımcının beklediği getiri oranından fazla olması gerekmektedir. Firmanın yatırımdan elde edeceği verimin yatırımcının beklediği getiriden yüksek olması kar payı dağıtımı oranındaki artışı ve buna bağlı olarak firma hisse senedine yönelik talep artış yolu ile firmanın hisse senedi değerinin ve dolayısıyla da firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesi sonucunu doğuracaktır. Bunu sağlamanın ilk koşulu ise en uygun maliyetli finansman metoduna başvurmaktır. Burada karşımıza finansal yönetimde öz kaynak-borçlanma ikilemi çıkmakta, işletmenin ihtiyaç duyacağı kaynağın sermeye artışıyla mı yoksa borçlanarak mı sağlamasının hissedarların menfaatine olacağına karar verilmesi gerekmektedir.
sorumlu finansal yönetim bölümünün temel amacı; firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesi yani hissedarların servetinin maksimize edilmesidir. Firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesi için yatırımdan beklenen getiri oranının, yatırımcının beklediği getiri oranından fazla olması gerekmektedir. Firmanın yatırımdan elde edeceği verimin yatırımcının beklediği getiriden yüksek olması kar payı dağıtımı oranındaki artışı ve buna bağlı olarak firma hisse senedine yönelik talep artış yolu ile firmanın hisse senedi değerinin ve dolayısıyla da firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesi sonucunu doğuracaktır. Bunu sağlamanın ilk koşulu ise en uygun maliyetli finansman metoduna başvurmaktır. Burada karşımıza finansal yönetimde öz kaynak-borçlanma ikilemi çıkmakta, işletmenin ihtiyaç duyacağı kaynağın sermeye artışıyla mı yoksa borçlanarak mı sağlamasının hissedarların menfaatine olacağına karar verilmesi gerekmektedir.
Sermaye maliyetinin hesaplanmasına ilişkin iki farklı teori bulunmaktadır.
Bunlardan Gordon tipi büyüme modeline (*) göre sermaye maliyeti temettü kazancı ve
sermaye kazancının toplamına eşit olmaktadır. CAPM-Finansal varlık fiyatlama
modelinde (**) ise sermaye maliyetinde belirleyici olan piyasa beta
katsayısı olmakla birlikte, her iki yöntemde de netice itibariyle sermaye
maliyeti piyasa faizi düzeyinde belirlenmektedir.
Finansal yönetimde öz
kaynak-borçlanma ikileminin ikinci ayağı olan borçlanma açısından konuyu ele aldığımızda;
borçlanma maliyeti [faiz oranı * (1-Vergi Oranı)] formülü ile hesaplanmaktadır.
Kurumlar Vergisi oranının % 20 olduğu, piyasa faizinin yıllık % 10 olduğu
koşullarda, piyasa faizi üzerinden borçlanmanın firmaya net maliyeti
% 8 olarak hesaplanmaktadır.
Bu veriler bizi; borçlanmaya
ödenecek faizin vergi matrahından sağlayacağı indirim nedeniyle firmanın kaynak
maliyetinde vergi oranı düzeyinde avantaj sağladığını, bu nedenle normal
şartlar altında yatırımın sermaye artışı yerine borçlanma yolu ile sağlanacak
kaynak ile gerçekleştirilmesinin firmanın karlılığı açısından daha rasyonel olacağı
sonucuna götürmektedir. Yatırımdan beklenen getirinin piyasa faiz oranının
üzerinde olması ve yatırımın sermeye artışı yerine piyasa faizi koşullarında
borçlanılarak finanse edilmesi halinde, firmanın piyasa değerinin maksimize
edilmesi amacına uygun finansman tekniği kullanılmış olur.
Yukarıdaki
değerlendirmeler ışığında finansal yönetimde öz kaynak-borçlanma ikilemi
açısından, yatırımın borçlanma yolu ile finanse edilmesinin teorik olarak
daha yerinde olacağını, bunun firmanın piyasa değerinin maksimize edilmesine
katkı sağlayacağını söyleyebiliriz. Bununla birlikte, firmanın borçlanma düzeyinin çok
yükselmesinin firmanın kredibilitesinde neden olabileceği olumsuz algılara ve
dış şoklardan etkilenme düzeyindeki artışın olumsuz sonuçlarına da dikkat
çekmek isterim. Aşırı borçlanmaya bağlı zafiyetlerin oluşmaması için nereye
kadar borçlanma yönteminin kullanılacağı hususunda dikkatli olunması
gerekmektedir.
Sonuç olarak; firmanın
piyasa değerinin maksimize edilmesi amacına uygun olarak yatırımların hangi
düzeye kadar borçlanma yolu ile finanse edilmesinin daha avantajlı olacağını, optimum sermaye (kaynak) dağılımını gösteren bir formül bulunmamaktadır. Finansal
yönetimde öz kaynak-borçlanma ikilemi, finansal kaldıraç oranı (***), ilgili
rasyolar ile sektör ve diğer makro piyasa verileri bir arada
değerlendirecek finansal yöneticiler tarafından kuyumcu hassaslığında
yönetilmelidir.
(*) Gordon
tipi büyüme modeline göre; Sermaye maliyeti = Yatırımcının beklediği getiri
oranı =[(Ödenecek kar payı/Hisse senedi değeri)+Temettü büyüme oranı]
(**) CAPM-Finansal varlık Fiyatlama Modeline göre sermaye maliyeti = Risksiz faiz oranı+[Piyasa Beta katsayısı*(Piyasa faizi-Risksiz faiz oranı)]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder